Yorum : Susam ve Zambaklar / John Ruskin

by - Aralık 15, 2017

Tür : Konferans/Deneme
Orijinal Adı : Sesame and Lilies
Yayınevi : Şule Yayınları
Çeviri : Zeynep Kaplantaş
Basım Yılı : 2017
Sayfa : 87
Puan : 5/5
''John Ruskin kitap ve kadın konulu yapıtına Susam ve Zambaklar adını yani iki çiçek ismini vererek vahşetin ve savaşın değil;güzelliklerin,hep içinde yaşadığı ve takdir etmesini bildiği doğanın bütün yeniliklerin kapısını açacağını göstermek istemiştir.Susam,kralların hazinelerini açan sihirli bir sözcüktür;İngiliz toplumunun o susamı kullanarak yapacağı sağlıklı ekmeklere ihtiyacı vardır. Kraliçelerin bahçelerinde açan bir çiçek olan zambaksa sürekli bir ihtimam ve sevgi ister. İngiliz Edebiyatı'nın klasikleri arasına girmiş bu eser , konu ve önemi açısından yazarın en popüler eserlerinden biri olup İngiltere'de verilen Sunday School ödülüne layık görülmüştür.''

Kitap, Ruskin'in ''Hayatım boyunca ışığa çıkarmaya göz önüne sermeye çalıştığım , öğrenmekten ve öğretmekten sonsuz bir mutluluk duyduğum, insan hayatı için temel olan gerçekleri dile getirdim.''dediği yazıları bir araya getiriyor .

John Ruskin konferansının birinci bölümüne başlarken kitapları nasıl okumamız gerekeceğinden bahsedeceğini söylüyor ve kitapları ''anı geçirmeye yarayacak kitaplar'' ve ''tüm zamanlarda okunabilecek kitaplar'' olmak üzere ikiye ayırıyor .
Bize eğitimli insanın nasıl olması gerektiğini , soyluların statüsüne nasıl erişebileceğimizi , sözcüklerin ne kadar değerli olduğunu ve onların köküne nasıl inmemiz gerektiğini anlatıyor . En önemlisi de birçok klasikleri örnek göstererek onlardan aslında birçok şey öğrenebileceğimizi yargılamadan önce aslında ne demek istediğini anlamaya çalışmamızı söylüyor.

        ''Okunmayan,tekrar tekrar okunmayan,sevilmeyen,tekrar tekrar sevilmeyen bir kitap gerçekten iş görmüş sayılmaz.''

Konferansının ikinci kısmında ''Kadınlardan'' bahseden Ruskin'in ilk satırlarının feminizme kaydığı görebiliriz . Hatta yazarımız ''Kadınların hak ve görevlerinden bahsedildiğini duyuyoruz. Sanki erkek hak ve görevlerinden ayrılıyormuş gibi . Sanki kadın ve onun efendisi sayılan erkek birbirinden bağımsızmış ve hiç bir alanda uzmanlaşamayan iki farklı türmüş gibi.'' diyor . Ki burada onu onaylamaktan kendimi alıkoyamıyorum .

İkinci kısımda kadınların aile ve toplum içerisindeki yeri ve rolü üzerinde durulmuş ve kadınların kendilerine düşen görevleri yerine getirebilmeleri için nasıl bir eğitime tabii tutulmaları gerektiğini konusunu ortaya atmıştır . Fakat sayfanın ilerleyen kısımlarında (ki birçok eleştiri almıştır) kadının kendisinden çok eşini , çocuğunu veya vatanını geliştirmesini isteyen yazarımızı fazlasıyla tutucu bulabiliriz . Burada editörümüz bizi uyararak kitabın  1865 yılında yazıldığında ve buna göre okumamız gerektiğini öne sürüyor ki o çağın kadını yok sayan bakış açısına göre yazarımızı bir hayli ileri görüşlü olduğunu görebiliriz.

                                              ''Bir kızı mesut etmedikçe onu güzelleştirebileceğinizi beklemeyin.''

Bu kitap elinize alıp bir solukta bitirebileceğiniz bir kitap değil malesef . Okurken durup üstünde tekrar tekrar düşüneceğiniz , altını çizmekten yorulmayacağınız , her satırında yazara hak vereceğiniz bir kitap . Herkesin okuması , baş ucunda bulundurması , dönüp dönüp sayfalarına bakması gereken bir kitap . O yüzden okuyun , okutun ..
Bir sonraki yazı da görüşmek üzere ..

You May Also Like

0 yorum

Yorumlarınız için teşekkür ederim :)
Yorumlarınızı anonim olarak da bırakabilir ve beni bilgilendir butonuna basabilirsiniz :)