Bir Sosyolog Bir Kitap Ve Hayat

Kadim Anadolu, bambaşka ilkelere sahip, farklı deneyimler yaşamış iki insanı, Zülfü Livaneli ve Elia Kazan'ı belki de tek ortak yolculuklarına çıkarmayı başardı.''

Aslında bu kitap için söyleyecek pek fazla bir sözüm yok çünkü sevemedim . Belki ''Elia Kazan''ı tanımadığımdan belki de anı türünde okumaya alışık olmadığımdan..
Hatta o kadar sevemedim ki hem bu kitap hem bu yorum elimde süründü de süründü . Şubat ayı başında bitirmiş olsam da ancak şuan yazabiliyorum yorumunu , tabi bunu okulun başlamış olmasının da etkisi var .

''Sakın ola hiçbir şey için üzülme ama bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür."

Livaneli ilk sayfalarda Amerika'yı Elia Kazan'ın gözünden anlatıyor . Bu sayfalar (sanırım 10-15 sayfa civarında) sürekli olarak betimleme ile dolu. Yazarın dilinin akıcı olmasına rağmen bu kadar betimleme biraz sıktı beni . Daha sonrasında Elia Kazan ile nasıl tanıştığını ve onunla ilgili anılarını anlatıyor Livaneli,ki burada birçok isim bana çok yabancı.Beni rahatsız eden ikinci nokta ise bir Livaneli'nin sürekli olarak bir anısından başka bir anısına atlıyor olması . 

''Sadece erkeklerin rol aldığı, kadınların eve kapatıldığı ya da örtüler altında gizlendiği bir toplumda uygarlık kurulamıyordu.''

Kitabın sonlarına doğru Elia Kazan'ın memleketi olan Kayseri'ye yolculuğuna tanık oluyoruz . Burada Kayseri'nin tarihi geçmişinden ve Osmanlı'dan bahsedilirken çok şey öğrendim . Bu kısımlar kitabın en güzel , en akıcı ve herkesin bir şeyler öğrenebileceği türdendi .
Yine de kitabı bitirdiğimde 'Sonunda bitti' demekten kendimi alıkoyamadım.

Sizler bu kitabı okudunuz mu ? Okuduysanız neler düşünüyorsanız veya okumayı düşünür müsünüz ? Aşağıya yazmayı unutmayın..
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)

Herkese Merhabaaa !!

Tekrar bir mimle karşınızdayım :) 

Öncelikle bu mimi başlatan Yüreğimin İklimi'ne çok teşekkür ederim böyle güzel sorular için . Kendisini bu mimle keşfetme fırsatı yakaladım. 

Vee beni unutmayıp mimleyen İlkay'a da çok teşekkür ederim :)

Sorular açıkçası biraz zorlayıcı insanı düşündürüyor . Bakalım benim cevaplarım ne olacak :)

1-Dünyayı değiştirecek üç adım ?

Öncelikle düşünmek . Gerçekten insanlar artık düşünmüyor kulaktan dolma bilgiler ile hareket ediyor . Malesef sorgulamıyoruz arkadaşlar olanı olduğu gibi tamam deyip cebe atıyoruz . Düşünmeyen bir insandan hayata ve geleceğe dair hiçbir şey beklenemez bu yüzden ben düşünmeyi temele koyuyorum . İkinci ve üçüncü olarak ise 'Saygı ve Hümanizm' . Artık kimsenin kimseye saygısı yok bu gerçekten beni çok üzüyor . Belli bir standart koymuşuz önümüze o standartta olmayanları ötekileştiriyoruz . O saygıyı bir sağlasak aslında hümanizmde ardından gelecek o zaman her şey daha güzel olur gibi geliyor bana . Ne ırkçılık kalır ne düşmanlık .. Ver elini barış ...

(Yalnız bu konuda baya dolmuşum :D )

2-Dünyanın daha fazlasına ihtiyaç duyduğu şey ? 

Sevgi , Sevmek , Aşk ...

3-Okuduğunuz son kitap ?

Zülfü Livaneli - Elia İle Yolculuk

Ben pek sevemedim ama kitapta verilen bazı bilgiler beni mutlu etti :)

4-İzlediğin son film ?

Özgürlüğün Elli Tonu 

5-Değişmenizi sağlayan bir hatanız ?

Zamanın da her şeyden önce arkadaşlarımı ön plana koymam . Daha sonrasında bu hatamı farkına varıp hayatımı kökten değiştirmiştim .

6-Sözcükleriniz eylemlerinizle eşit midir ?

Çoğu zaman evet ama sanırım bazen insan olmak bunu engelliyor :)

7-Gurur duyduğunuz bir başarınız ? 

Özgüvenli olmam . Bu bana birçok hatayı getirdiği gibi birçok güzelliği de beraberinde getirdi.

8-Hayattaki öncelikleriniz nelerdir ? 

Ailem .

9-Kendinizde beğendiğiniz 5 özellik ?

Bunu yakın arkadaşıma sorarak yazmak istiyorum . Arkadaşım 'güvenilir olduğumu, iyi bir konuşmacı olduğumu , iyi yemek yaptığımı , iyi bir dinleyici ve yol gösterici olduğumu ' söylüyor . Kendisine teşekkür ediyorum . Burada beni tanıyanlar varsa onlarda bende beğendikleri özelliğimi yazarlarsa sevinirimm :)

10-Geçen haftanın en güzel olayı nedir ?

Tatilde memlekete gidememiştim ve Sivas'ta tek kalmıştım . Geçen hafta okullar başlayınca arkadaşlarımın gelmesi onlarla muhabbetlerimiz ve şakalaşmalarımız beni çok mutlu etti . Hepsini özlediğimi hissettim :)

Bende bu mim için aşağıdaki arkadaşlarımı davet ediyorum :)

Okuyan Muggle

Bi Poşet Kitap

Emre Bozkuş

Kitap Eylemi

Beyda'nın Kitaplığı

“Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hala gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.”


“Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur…”


''İyi,bir bakıma rahatsızlık vericidir.''


''Sonsuzluk yolunda nasıl böylesine kolayca ilerlediğine hayret eden birisi vardı; gerçekte hızla bayır aşağı yuvarlanıyordu.''

''Bu dünya için kendini paralaman gülünç.''


     ''Ne kadar çok at koşarsan, o kadar hızlı gider araban bu, bütünün temelden söküp çıkarılması anlamına gelmez, ki bu imkansızdır, ama kayışların koparılması, böylece özgür ve neşeli bir yolculuk olanağının ortaya çıkmasıdır.''

“Sein” sözcüğü Almancada iki anlama gelir: “Var olmak” ve “onun olmak”

''İnsanların birlikteliği şuna dayanır: İnsan, kendi varlığının gücüyle aslında kendi içlerinde yadsınamaz olan başkalarını yadsıyormuş gibi görünür; bu da o insanlar için tatlı ve rahatlatıcı, ama gerçeklikten ve dolayısıyla süreklilikten hep yoksun.''